Bir adam, ormanda yürüyüş yaparken bir kelebek kozası görür. Kelebeklere oldukça meraklı olan bu kişi, kelebek kozadan çıktığında görebilmek için kozayı alıp evine götürür. Bir süre sonra, beklenildiği üzere, kelebek kozadan çıkar. Önce minik bir delik açılır kozada sonra delik yavaş yavaş büyür. Kelebek içeride büyük bir çabayla deliği genişletmeye, dışarı çıkmaya çalışmaktadır. Adam olan biteni büyük merakla seyretmekte, bir an evvel kelebeğin çıkışını görmek için sabırsızlanmaktadır…
Bu çaba bir süre daha devam eder ve sonra birden kesilir! Kelebek sanki pes etmiş gibidir. Hiç bir hareket yapmamakta, öylece durmaktadır. Bir süre bekleyen adam bir terslik olduğuna karar verir ve kelebeğe yardım etmek ister. İyi niyetle (?)−ona göre iyi olan niyetle…−kozayı biraz yırtar ve kelebeğin çıkmasına yardım eder. Kelebek kozadan dışarı çıktığında kanatları normalden çok daha küçük, gövdesi de daha büyük haldedir. Etrafımızda gördüğümüz kelebeklere benzememektedir. Bu kelebek hiç bir zaman uçamaz çünkü kanatları bir türlü büyümez!… Tek yapabildiği, kanatlarını sürüyerek etrafta gezinmek olur.
Adamın iyi niyetiyle fark edemediği şey, kelebeğin kanatlarının büyüyebilmesi için kozasını çabalayarak yırtması gerektiğidir. Bu şekilde vücudundaki kanı, kanatlarına pompalamakta ve kanatların büyümesini sağlamaktadır. Bu çaba, kanatlarını açıp uçmak isteyen tüm kelebekler tarafından gösterilmesi gereken bir çabadır.
Çabayı ve zorlukları da birer nimet olarak görmek, anlayış gerektirebilir…
Anonim