Ünikorn bu gece gelip, göz kapaklarına yıldız tozu serpecek. Öyle güzel, öyle derin uyuyacaksın ki…
Rüyanda neler göreceksin acaba? Belki de Ünikorn’un anlattığı masalın devamını… Masalımız şöyle başlıyor…:
Ülkenin birinde bembeyaz bir at varmış. Herkes bu atı çok severmiş. Bu at çok güzelmiş, pırıl, pırıl bembeyaz tüyleri varmış. Alnının ortasındaysa beyaz bir boynuzu… Üstüne üstlük, herkesin dileklerini gerçekleştirirmiş bu at!
Alnındaki boynuzu, onun sihirli değneğiymiş. Bir dileğe dokununca boynuzuyla, dilek hemen oluverirmiş!…
Sonra da gelen kimse, eğilip kulağına bir şeyler söylermiş. İnsanlar bunu duymaz, anlamazmış; çünkü dileklerinin gerçekleşmesi yüzünden çok heyecanlanır, sevinçten zıp zıp zıplamaya başlarlarmış…
Bir gün annesiyle beraber bir de çocuk gelmiş Ünikorn’dan dilek dilemeye. Anne dileğini dilemiş, Ünikorn da boynuzuyla annenin alnına dokunuvermiş.
Kadın heyecanla ayağa fırlamış, “Evet, evet!” diye bağırmış. “Dileğim olacak, olacak biliyorum!…”
Ünikorn bunun üzerine her zaman yaptığı gibi eğilip bir şeyler fısıldamış kadının kulağına. Kadınsa sevinç gözyaşlarını silmekle meşgulmüş o ara…
O yüzden sadece çocuk duymuş Ünikorn’un söylediklerini. Şaşkınlıkla gözleri kocaman açılmış bunun üzerine!
“Anne” diye bağırmış, ”Anne!”
“Ne dedi Ünikorn dinlesene!”
Anneyse hiç oralı olmamış…
Çocuk Ünikorn’a bakakalmış!
Ünikorn demişmiş ki: “Ben değilim bu dileği gerçekleştiren. Senin, benim onu gerçekleştireceğime olan inancın… Bu bütün dilekler için tam da böyledir…”
Ünikorn, bu çok büyük sırrı öğrenip de olduğu yerde kalakalan çocuğu burnunun ucuyla sevmiş. Demiş:
“Ben bunu herkese söylerim. Kalplerindeki çocuk aslında duyar.
Ama büyükler onu dinlemezler ki… Hemen söylediklerimi unuturlar.”
Ünikorn’un sırrını duyabildiysen, onun sözlerini hiç unutma!
Arada bir başka büyüklere söylemeyi de dene. Bir gün elbet onlar da dinleyecekler… O zaman Ünikorn’un sırrını onlar da bilecekler!